( Ekdokya önce İrene'den ardından da üvey oğlu ve Bizans tahtının en kuvvetli adayı Leon'dan kurtulup kendi oğlu Nikeferos'u tahta çıkarmaya çalışırken İrene bebek haberinden sonra sevindirici bir haber daha alır. Atina'da beraber yaşadığı ve tek arkadaşı Anastasya onu görmeye gelmiştir.)
İrene- Nasya, inanamıyorum sen buradasın. Seni gördüğüme öyle sevindim ki.
Anastasya- Bende seni çok özledim. Her gün boş yatağına bakıyorum ve birlikte geçirdiğimiz o güzel günleri arıyorum.
İrene- Emin misin?
Anastasya- Tabiki eminim bir de soruyor musun?
İrene- Beni Bizans'a gönderene kadar çok rahattın ne oldu şimdi bensiz yapamadın mı?
Anastasya- İren,,, yine başlama.
İrene- Şaka yapıyorum deli. Seninle kavkalarımızı bile özledim. Ee anlatsana ben yokken neler oldu Atina'da? Amcam nasıl?
Anastasya- İyi, hepimiz iyiyiz. Ha bu arada güzel haberi aldım anne olacakmışsın.
İrene- Evet, sen de teyze olacaksın.
Anastasya- Oh hayır, teyze olmak için çok gencim ben. ( gülerler) - Neyse beni boşver de sen anlat bakalım saray hayatı nasıl gidiyor? Alışabildin mi?
İrene- Kısaca özetlemek gerekirse saray hayatım altın kafese konmuş kuş gibi geçiyor. Leon olmasa dayanılır gibi değil. Burada imparatoriçe miyim? hizmetçi mi belli değil herkes yüzüme gülüyor, emrime amadeymiş gibi davranıyor ama arkamdan neler düşünüyorlar. Ne kadar saklamaya çalışsalar da ben biliyorum beni burada kimse istemiyor, kimse beni Bizans imparatoriçeliğine uygun bulmuyor. En başta da imparatoriçe Evdokya. Elinde olsa beni bir kaşık suda boğar.
Anastasya- Evdokya kim?
İrene- İmparator Konstantin'in ikinci eşi. Leon'un da üvey annesi oluyor.
Anastasya- Ee seninle ne sorunu var bu kadar hiç sormadın mı benden neden bu kadar nefret ediyorsun? Ben sana ne yaptım? diye.
İrene- Hayır sormadım. Onunla karşılaşmaya korkuyorum nasıl karşısına geçip "benden ne istiyorsun" derim?
Anastasya- Sen böyle değildin İren, emin olduğun ve doğru olduğunu düşündüğün şeylerde asla geri adım atmaz ve üstüne üstüne giderdin. Şimdi ne değişti de korkuyorum vs. dersin bana.
İrene- Aslında tam olarak korku da denemez. Bilmiyorum bakışları öyle sert ve derin ki içinde boğuluyorum gibi oluyor.
Anastasya- O zaman sende aynı onun gibi yap. Bakışlarını sertleştir karşısında dim dik dur. Ondan korkmadığını göster ona. Böyle geri çekilmeye devam edersen daha çok üstüne gelecektir.
İrene- Söylemesi kolay. Hem ben onun gibi olamam. Ben insanların benim önümde korkudan titremelerini değil beni sevmelerini istiyorum. Onlara iyi ve gerçek bir imapartoriçe nasıl olurmuş göstermek istiyorum.
Anastasya- Hımm, zor gürünüyor ama sen başarırsın. Hem bak sana ne getirdim yüce İsa ve Meryem ikonaları. Bu ikonalar sayesinde tanrılar her zaman senin yanında olacak.
İrene- Nasya, çok çok eşekkür ederim. Sen olmasan ne yapardım hiç bilmiyorum. Burada tanrılara yasak koyuyorlar. Burada tek bir tanrı var tek bir din var o da Hristiyanlık.
( İrene'ye Atina dan gelen ikonalar iyiydi, hoştu ama gelecek için beraberlerinde çok şey getirecekler ve bir çok şeyi değiştireceklerdi. )
Bölüm Sonu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder