( Nurbanu sarayda Mihrimah sultan ile iktidar savaşı verirken, Safiye Saruhan'da şehzade Murat ile aşkını yaşamaktadır. Her günü sevinç, mutluluk, aşk ve eğlence ile geçmektedir.)
Canfeda:- Sultanım.
Nurbanu:- Gel Canfeda.
Canfeda:- Sultanım Saruhan sancağından mektup var.
Nurbanu:- Hele şükür Safiye hatun bizi hatırlayabildi.
Canfeda:- Mektup Safiye'den değil sultanım. Saruhan sancağında ne olup bittiğini gizlice size haber versin diye gönderdiğiniz cariyeden gelmiş mektup.
( Nurbanu mektubu okur ve yüzü aniden katılaşır.)
Canfeda:- Ne yazıyor sultanım. Kötü bir haber mi var?
Nurbanu:- Safiye hatun, şehzadesini kucağına aldığından beri değişmiş. Kendini Saruhan'ın sultanı bellemiş. Etraflar da "haseki sultanım ben" diye dolanıyor, herkese emirler yağdırıyormuş.
Canfeda:- Valla sultanım benim gözüm o hatunu en başından beri tutmamıştı ama siz Venedikli diye ona ayrı bir değer verdiniz.
Nurbanu:- Haklısın Canfeda. Onun Venedik'ten gelmesi, ve benim kanımdan olması beni çok etkiledi. Baffo'ların ne kadar hırslı olduğunu, onunda bir Baffo olduğunu unuttum. Hiç kimse benim koyduğum kuralların dışına çıkamaz Canfeda. Onu nasıl göklere yükselttiysem, yerin dibine sokmasını da bilirim elbet.
Canfeda:- Yaparsınız sultanım.
Nurbanu:- Başımda zaten Mihrimah denen bir yılan var başını ezmem gereken bir de Safiye ile uğraşamam. Şehzademin haremindeki kalfaya haber yollayın. Güzel bir cariye hazırlasın sunsun aslanıma. Bu Safiye'ye yeterli bir ders olacaktır.
( Canfeda derhal kalfaya haber yollar ve kalfa Safiye'nin haberi olmadan şehzade Murat'a bir cariye sunar.)
( Bir kaç gün sonra Safiye'nin cariyesi Melek şehzadenin koynuna bir cariye sokulduğunu öğrenir ve bir telaş Safiye'ye haber verir.)
Melek:- Sultanım, felaket.
Safiye:- Ne oldu melek? Sakinleş biraz öyle anlat.
Melek:- Şehzademiz Murat hazretlerinin huzuruna bir kaç gün önce bir cariye çıkarılmış. Hatun halvete girmeyi başarmış.
Safiye:- Yanlış duymuşsundur Melek. Kimse benden habersiz şehzademe hatun götüremez.
Melek:- Keşke yanlış duysaydım sultanım, keşke. Didar kalfa hatunu bizzat seçip kendi elleriyle götürmüş şehzademize.
Safiye:- O kalfa kim oluyor da beni hiçe saymaya cüret ediyor.
Melek:- Didar kalfanın cüretinin kaynağı belli sultanım. Nurbanu sultan. Sizde iyi bilirsiniz ki onun izni olmadan kuş dahi uçmaz bu haremde.
Safiye:- Hayır, olmaz. Nurbanu sultanım bana bunu yapmaz. O beni sever. hayır, hayır. O böyle bir emir vermez.
Melek:- Sizi sever. Lakin Nurbanu sultan bu ne yapacağını kim bilebilir.
Safiye:- Yeter melek. Seni severim bilirsin. Bu konuyu daha fazla uzatma. Şimdi çık dışarı biraz dinlenmek istiyorum.
( Safiye düşüncelere dalar çok güvendiği, biricik sultanı Nurbanu Safiye'ye ihanet etmiş olabilir mi? Sonra biraz durur hayır der benim sultanım bana bunu yapmaz... bir kaç gün bu tür düşünceler içinde geçer. Bir gün melek hatun elinde küçük bir kağıtla Safiye'nin odasına girer.)
Melek :- Sultanım.
Safiye:- Gel melek. Nedir o elindeki?
Melek:- Bende bilmiyorum sultanım. Didar kalfayı bir taşın altına gizlice bu kağıdı koyarken gördüm. Aldım ve size getirdim. Siz bana itimat etmiyorsunuz ama bu kalfa bir işler çeviriyor.
Safiye:- Of Melek, günlerdir aynı mevzu. Neyse tamam ver.( Safiye kağıdı alır ve okumaya başlar.)
- Nurbanu sultanım emriniz yerine getirilmiştir. İsteğiniz üzere güzeller güzeli bir cariye sundum şehzade hazretlerine. Hatunu pek beğendi. Daima size sadakatle hizmet eden köleniz Didar kalfa.
Melek:- Ben size demiştim sultanım. Bu işin arkasında Nurbanu sultan var diye.
Safiye:- Çık dışarı Melek.
Melek:- Ama sultanım.
Safiye:- Çık dedim sana hatun. Defol. ( Melek hatun çıkar ve Safiye yalnız kalır. Nurbanu'ya yaptığına cevaben bir mektup yazar.)
- Nurbanu sultanım, bana bunu neden yaptın? Ben size güvendim. Sizse bana ihanet ettiniz. Şehzademin koynuna hatun soktunuz. Onun benden başkasına bakmasına izin verdiniz. Ben size ne yaptım. Daima size sadakatle hizmet etmedim mi? Siz ne emir verirseniz yapmadım mı? Verdiğiniz kararlara bir kez bile sorgulamadan uymadım mı? Her şeyi yaptığım halde sizi böyle korkutan neydi de şehzademin aklına başkasını soktunuz. Şehzade doğurdum sultan oldum ve size rakip olurum, sizi geçerim diye mi korktunuz? O halde korkun sultanım. zira burada bir laf var "boynuz kulağı geçer".
( Bölüm sonu )
( Bu halvet olayı Safiye'nin Nurbanu'ya karşı aldığı ilk yenilgiydi. Lakin son olmayacaktı. Peki ya safiye tüm bu yaşananlara kayıtsız mı kalacaktı? Cevabı hikayenin dokuzuncu bölümünde.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder