Yazı yazmayı seven bir tarihçi adayı... Asya'ya ilgisi olan bir genç kız... Ve en önemlisi bir insan...
12 Temmuz 2014 Cumartesi
KÖSEM SULTAN ( 1. Bölüm hatice haremde.)
-Anne bana ninemin hikayesini yine anlatır mısın? Lütfen!
Fatma sultan:- Madem istiyorsun o halde anlatayım bende. Validem çocuk yaşta ailesinden koparılıp Bosna beylerbeyine satılmış, yetmemiş onlar da Osmanlı sarayına satmışlar. Sultan Ahmet'e hediye edilmiş. Günlerce sessizce ağlamış, yalvarmış, "beni bırakın ne olur size yalvarıyorum evime, aileme gönderin beni" demiş. Lakin Osmanlı haremine bir kez giren bir daha kolay kolay çıkamaz. Validem de çıkamamış. Kimse onun feryatlarını dikkate almamış. Bırak evine göndermeyi, geçmişine dair ne varsa bir bir silmeye başlamışlar. Önce adı, sonra dili, dini tek tek değiştiriliyormuş. Validemin asıl adı Anastasyadır. Burada Hatice olarak değiştirilmiştir. Zaman sürekli geçiyormuş ama validem haremden kurtulamıyormuş.
Bir gün karar vermiş. Büyük valide Safiye sultanın odasına gidecek ve derdini bir kez de ona anlatacak, yalvarıp yakaracakmış, " ya beni hemen şimdi burada öldürün ya da aileme götürün" diyecekmiş. Bu kararlıkla büyük validenin odasına gitmiş. Kapıdaki cariyelere ağalara rağmen zor da olsa içeri girmeyi başarmış ve büyük validenin karşısına dikilmiş. Oysa o girdiği kapının kendisine gelecekte neler getireceğinden hiç haberi yokmuş.
Safiye sultan:- Bu ne densizliktir hatun sen benim odama hangi hakla destursuz girersin?
Kösem:- Size yalvarmaya geldim sultanım. Burada beni kimse görmüyor, feryatlarımı kimse duymuyor. Ne olur bana yardım edin. Evime gitmek istiyorum. Beni evime gönderin.
Safiye sultan:- Adın nedir senin?
Kösem:- Anastasya, Nasya, şey, yani Hatice.
Safiye sultan:- Kaç adın var senin hatun? Alay mı edersin sen benimle?
Nergis ağa:- Valide sultanım, hatun belli ki heyecandan ne diyeceğini şaşırdı. Aslen yunan bu kız. Adı Anastasya, tanıdıkları vs. kolay olsun diye çoğunlukla Nasya derlermiş. burada da harem görevlileri adını Hatice koymuş.
Safiye Sultan:- Anladım nergis ağa. (Kösem'e dönerek)- Şunu iyice anla Hatice, artık burasıdır senin evin. Geçmişini nerden geldiğini, kim olduğunu ne kadar çabuk unutursan senin için o kadar iyi. Ayrıca her evin olduğu gibi buranın da kendine göre kuralları vardır. Eğer bu kurallara uyarsan burası sana cennet olur, lakin eğer uymazsan, sana yazık olur. Sen akıllı bir hatuna benziyorsun. Ne demek istediğimi anlamış olman lazım.
Nergis ağa :- Validem, bu gece için Handan valide sultan hünkarımıza bir cariye seçmemi buyurmuşlardı. Siz de münasip görürseniz bu kızı hazırlayalım akşama. Biraz saygısız falan ama Allah var güzel kız.
Safiye sultan:- Has odanın boş kalması uygun olmaz. Hem hünkarımızın da biran evvel bir şehzadesi olmalı. Lakin bu hatunu değil, daha önceden seçtiğim Mahfiruz'u hazırlayın. Hem bu kızın daha eğitimden geçmesi gerek. Ben torunum Ahmet hanın huzuruna çıkmaya uygun olduğunu düşünmüyorum. en azından şimdilik.
Ağa:- Destur, Sultan Ahmet Han hazretleri.
( Kapı açılır ve Ahmet içeri girer. Büyük validesinin ellerini öper ve hayır dualarını alır. divan toplantısına gitmek üzere odadan ayrılacağı sırada gözü güzel Hatice'ye takılır. Ve ondan gözlerini alamaz. Bu durumu fark eden Safiye sultan derhal müdahale eder.)
Safiye sultan:- Hünkarım, bir şey mi söyleyeceksiniz durdunuz kaldınız?
(Sultan Ahmet Han kendini toplar):- Hayırlı günler validem. (der ve odadan çıkar.)
Safiye sultan:- Hayırlı günler hünkarım.
( Akşam olur ve Mahfiruz hatun hünkara sunulur.)
( O gece Sultan Ahmet ve Mahfiruz hatun halvet olurlar. lakin ne o gece ne de daha sonra validesinin odasında gördüğü güzel Hatice hünkarın aklından hiç çıkmaz.)
Melek kalfa:- Validem neyiniz var? Bir hayli düşüncelisiniz.
Safiye sultan:- O Hatice denen hatun aklımı meşgul ediyor Melek.
Melek Kalfa:- Canınızı sıkacak bir şey mi yaptı yoksa densiz sultanım?
Safiye sultan:- O gün o kıza baktığımda sanki ona değil de kendime bakıyorum gibi hissettim Melek. Yıllar evvel bu saraya geldiğimdeki hallerimi hatırlattı bana. bende tıpkı onun gibi validem Nurbanu'ya beni bırakın diye yalvarmış, her gün her gece buradan kurtulmanın yollarını aramıştım. Nerden nereye.
Melek kalfa:- O kızı kendinizle nasıl bir tutarsınız sultanım. Siz bu mertebeye ulaşmak için canınızı koydunuz ortaya. Hiç kimse sizin gibi olamaz. Siz koskoca Safiye Valide Sultansınız, oysa değersiz bir cariye.
(Safiye güler):- Geçmişini ve yaşadıklarını unutanların geleceği olmaz Melek. Unutma ki bir zamanlar bende o değersiz deyip hor gördüğün cariyelerden biriydim.
Melek kalfa:- Sultanım affedin ben öyle demek istemedim.
Safiye sultan:- Tamam Melek. Çekilebilirsin biraz yalnız kalmak istiyorum. ( Melek çıkar ve Safiye yalnız kalır. Kendi kendine):- Yunanlı Anastasaya, sendeki farkı, gözlerindeki ışığı kimse görmese bile ben görüyorum. Lakin bu farkı başkalarının da görmesine izin vermeyeceğim. Çünkü ne kendi iktidarıma bir rakip istiyorum ne de benim, Nurbanu ve Hürrem sultanın yaptığı gibi içindeki masumiyeti öldürmeni, elleri kanlı bir sultana dönüşmeni istiyorum.
( bölüm sonu.)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder