( İrene bütün günü Anastasya ile beraber geçirir. Onun yanıdayken sanki o bir imparatoriçe değil sıradan bir kızdır. Her şey öyle güzel öyle içtendir ki İrene Anastasya'nın yanından bir an bile ayrılmak istemez ama ayrılması ve dönmesi gereker altın bir kafesi vardır. Ayrıca bu akşam için imparator Konstantin herkesi odasına çağırmış ve tüm ailesi ile birlikte bir yemek yemek istemiştir. İrene bir süre sonra odasına döner akşam için gerken hazırlıklarını yapar eşi Leon ile birlikte imparatorun odasına giderler. Kısa bir sohbetten sonra yemeğe geçerler. Yemek güzel başlar ama devamı hiç de güzel olmayacaktır.)
Evdokya- Ne güzel, hepimiz bir aradayız imparatorumuzun sayesinde.
Leon- Öyle imparatoiçem.
Nikeferos- Hepimiz bu yemeğe geldik ve bu yemekte olmaktan mutluyuz ama görünen ki imparatorumuz mutlu değil.
Evdokya- Öyle mi? İmparatorum neyiniz var?
Konstantin- Bir şey yok Evdokya yemeğinize devam edin. Bende sizinle olmaktan mutluyum.
Leon- Nikeferos haklı baba neyin var? Seni üzen bir şey olduğu o kadar belli ki lütfen bunu bizimle de paylaş.
Konstantin- Üzgün olmak değil bu Leon kızgınlık.
Nikeferos- Kime bu kızgınlık?
Leon- Ya da neye?
Knstantin- Her zaman ki gibi ikonalar ve ikona taraftarı manastırlar beni deli etti.
( İkona kelimesi geçtiği anda İrene irkilır. Bir şeylerin ters gideceğini hissetmeye başlar.)
Evdokya- Bir kurtulamadık şunlardan.
Konstantin- Var olanlardan kurtulmayı geçtim sürekli bir artış var. Artık halktan da onları destekleyenler var. Nasıl bu kadar cahil, aptal olabiliyorlar hiç anlamıyorum. Yüce dinimiz Hıristiyanlık varken nasıl olurda ikona denen putlara taparlar? Hadi putlara olan inançlarını geçtim bu ikona denen şeyin ardında yatan siyasal durumu hiç mi kimse farketmez anlamıyorum. İkonacılık güçlendikçe manastırlar ve keşişler de güçlerine güç katıyorlar. Her gün yeni bir manastır açılıyor. Ben kapatıyorum onlar açıyor. Sonunda da devletten hak almaya çalışıyorlar. Yani devlet içinde devlet oluyorlar ama bunu kimse görmüyor.
Evdokya- Bu ikonaları da onlara inanan embesilleri de yok etmek lazım. Yoksa gün gelecek onlar bizi yok edecek.
İrene- İyi ya da kötü, sonuçta ona inananlarınki de inanç. Siz tek bir tanrıya onlar tanrılara inanıyor ama en nihayetinde inanıyorlar. Nasıl olurda embesil dersiniz?
Evdokya- Ağzından çıkanlar dikket et impartoriçe bazı sözlerin geri dönüşü yoktur.
İrene- Ben yanlış bir şey demedim.
Leon- İren sus lütfen.
Konstantin- Bir dakika Leon, Evdokya siz durun. İren, bilirsin seni çok severim. seni bizzat ben seçtim ama bu konuda hiç bir savunma kabul etmem. Savunanı da affetmem. Şimdi Evdokyadan özür dile ve br anlık duygusallıkla söylediğini farzettiğim sözlerini geri al.
Evdokya- Gerek yok Konstantin ben onu affettim.
Konstantin- Hayır, özür dile İren. Hemen.
İrene- Özür dilerim imparatoriçe hazretleri ve imparatorum. Yanlış konuştum affedin beni.
Evdokya içinden)- Özür diliyorsun dilemesine ama dudakların başka gözlerin başka konuşuyor İren. benim bilmediğim bir şeyler var sende ikonlar konusu açıldığından beri tedirginsin. Nedeni ne İren? Sırrın ne?
Bölüm Sonu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder