3 Nisan 2016 Pazar

Sarayda İki Venedikli ( 27. bölüm acı )




( Sultan Murat ilk divan toplantısında başta Selim'in en sevdiği cariyelerinden biri olan Selimiye'nin oğlu Ahmet olmak üzere kardeşlerinin katline frman verdirir. Böylece beş şehzade ölüme gönderilir. Bunun dışında kurumlarla ve vezirlerle ilgili önemli değişklikler yapılmaz ve Kanuni Sultan Süleyman, onun oğlu Selim dönemlerinde sadrazamlık yapan Sokullu Mehmet Paşa Murat'ın padişahlığında da sadrazamlık görevine devam eder.)

Gazanfer- Sultanım, hünkarımızın emri yerine getirilmiş. Artık bir tehlike kalmadı rahat bir nefes alabilirsiniz.
Canfeda- Haremde de gerekli düzenlemeler yapıldı herkes sizin emrinize amade.
nurbanu- Güzel, siz yine de Mihrimah sultan ve destekçilerine dikkat edin. Ayrıca Canfeda bundan böyle hünkar kalfası olarak hizmetlerine devam edecek. Gazanfer sen de haremde baş ağa olarak hizmet vereceksin. Böylece haremde de hünkarın tarafında da bizim haberimiz olmadan kuş dahi uçamayacak.
Canfeda- Şeref duydum sultanım.
Gazanfer- Siz hiç meraklanmayın her yer bizim konrtolümüzde olacak.
Nurbanu- Ha, bu arada, aslanım bugün divanda hayli yoruldu, Oldukça zor kararlar verdi. Şimdi çok üzgün ve huzursuz bir halde odasında dönüp duruyordur. Rahatlaması için güzel bir cariye hazırlayın.
Canfeda- Hazırlarız sultanım da  ya kabul etmezlerse?
Nurbanu- Edecek. Siz kızı hazırlayın ben aslanımla konuşurum.
Canfeda- Peki sultanım.

( Canfeda tam odadan çıkacakken kapının dışından sesler gelmeye başlar.)

Cariye- İçeri giremezsin, lütfen.
Selimiye- Çekil önümden. ( Selimiye odaya zorla girer.)
Nurbanu- Selimiye.
Cariye- Bağışlayın valide sultanım durduramadık, zorla girdi.
Gazanfer- Hemen alın şunu burdan.
Nurbanu- Tamam Gazanfer, belli ki Selimiye sultanın bir derdi var bırakalım konuşşun.
(Selimiye ağlayarak)- Dert mi? Dert mi Nurbanu? Bir de utanmadan derdi mi var diyorsun? Sen benim canımı aldın Nurbanu, canımı. Evladımı, biricik şehzademi öldürdün. Kıydın bi-günah şehzademe.
Nurbanu- Acını anlıyorum Selimiye lakin haremde oğluma kıydın Nurbanu diye bas bas bağıramazsın. Unutma ki senin şehzadene ben değil kaideler kıydı. Sen bilmez misin yeni bir padişah tahta çıktığında şayet yaşayan kardeşi varsa onların katline ferman verir. Verir ki ilerde devlet sorunlarla, kardeş kavgalarıyla sarsılmasın. Bunu sadece benim oğlum yapmadı. Senin şehzaden de tahta çıksa aynısını yapacaktı. Şimdi çık odamdan.
Selimiye- Bu nasıl bir kin, nasıl bir öfke, nasıl bir hırs Nurbanu? Sen nesin böyle? Nasıl, nasıl geceleri rahat uyuyacaksın? Bu sarayın duvarlarında öldürülen beş şehzadenin acı dolu çığlıkları, yalvarışları yankılanıyor, annelerinin kanlı göz yaşları duvarlardan akıyor. Görmüyor musun? Duymuyor musun? Hiç mi vicdanın sızlamıyor?
Nurbanu- Yeter, vaktiyle hünkarım Selim Han'ın koynuna girip şehzade peydahlarken, ben bu haremin sultanıyım artık. Ben şuyum, ben böyle yaparım diye haremde naralar atarken senin ve o kanlı göz yaşı akıtan diğer cariyelerin vicdanı sızladı mı? Siz hünkar koynunda kahkahalar atarken ben her gün has odanın kapısından geri gönderilerek odamda ağlayarak çığlıklar atıyordum. O zaman nerdeydi sizin vicdannız, o yere göğe sığdıramadığınız merhametiniz. nerdeydi Selimiye? O zaman sızladı mı senin vicdanın? Ben söyliyim, hiç ama hiç sızlamadı. Şimdi karşıma geçip bana vicdan, merhamet muhasebesi yapmayı kes.
(Selimiye acı dolu bir gülümsemeyle)- Yazık, çok yazık. Hırsın senin gözlerini kör etmiş bu sarayın ve dahi dünyanın hakimi bellemişsin kendini. Tıpkı validen Hürrem sultan gibi. Lakin unutmayasın, onun da sonu bir avuç toprak oldu senin de o olacak. Bir gün gelecek senin de hakkından birisi gelmeyi başaracak. Yüce rabbimden tek dileğim,  döktüğün kanda değil, kendi kanında boğul.
(Nurbanu bağırarak)- Selimiyeeee, defol burdan, defolllll.
Gazanfer- Çıkartın şu hatunu odadan atın hemen saraydan. Cehennem olsun gitsin.
Selimiye- Cehennem bana değil size yaraşır. ( der ve odadan çıkar.)
Canfeda- Siz ona aldırmayın sultanım. Aptal aptal konuşuyor işte.
Nurbanu- Aptal kadın, anlayamamış hala benimle aşık atabilecek birinin olmadığını. Öyle biri yok, Benim karşımda duracak kadar güçlüsü daha dünyaya gelmedi. Gelmeyecek.

Manisa Sarayı.

Nihal Hatun- Tüm hazırlıklar tamamlandı sultanım artık yola revan olabiliriz.
Kiraze- Dediklerimi unutmadın değil mi? Nurbanu Hürrem sultanı alt etmeyi başarmış bir kadındır. Ona karşı her adımı düşünerek atmalısın. Tek bir hata Nurbanu'nun gazabıyla sonuçlanır.
Safiye- Sen merak etme onun nasıl biri olduğunu ben çok iyi biliyorum, onu tanıyorum. Lakin o beni tanımıyor. Nurbanu, valide sultansa ben de haseki sultanım. Nurbanu güçlüyse ben de güçlüyüm, Venedikliyse ben de venedikliyim. Baffo kanındansa ben de Baffo kanındanım. Eğer orada bir savaş olacaksa ben bu savaşa ve kazanmaya hazırım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder