3 Nisan 2016 Pazar

İktidar Ateşi ( 13. bölüm yemin.)




( O gün İren sürekli kendine aynı soruları sordu. İstediğim gerçekten bu mu? Bir hiç uğruna sırf bir imparatorun hırslarını ve gücünü tatmini için ikonacılar ölmeli diyor diye ölmeli miyim? Tüm gün aynı soruları sordukatan sonra kendine en sonunda bir cevap verir. "Hayır, ölmemeliyim." İren, kalbi acıyarak Lena'nın dediğini yapar. Hizmetçisin bir ikonacı, yani puta tapar olduğunu tüm saray öğrenir. İkonalar da zavallı masum kız da imaparator Konstantin'e teslim edilir.)

Konstantin- Anlat, nasıl başardın bu putları sarayıma sokmayı?
Kız- Ben bir şey yapmadım majesteleri. İnanın bana ben getirmedim onları saraya.
(Konstantin sinirlenmeye başlayarak)- Sana son kez soruyorum nasıl geldi bunlar bu saraya?
(Kız ağlayarak)- Bilmiyorum, yalvarırım inanın bana bilmiyorum.
Evdokya- Kes, yeter bu kadar yalan. Konstantin, bu haini yeterince dinledin cezasını ver artık daha fazla işlediği günahla sarayımızı kirletmesin.
Kız- Ben masumum, günah yok. (odada sessizce duran İrene'nin ayaklarına kapanarak)- İmparatoriçem ne olur siz inanın bana. Benim bir günahım yok. bunlar sizin odanıza nasıl girdi bilmiyorum ama ben getirmedim.
Lena- Seni gördük daha fazla inkar etme. Öyle değil mi imparatoriçem?
( İrene derin bir nefes alarak)- Öyle, lütfen kalk ayağa daha fazla eğilme önümde.
(Konstatin bağırarak)- Muhafızlar, götürün şu haini buradan. Öğlenden sonra da cezasını verin. Tüm halkı da meydana çağırın hainlerin nasıl cezanlandırıldığını görsünler. Gördünler ki böyle bir ihanete kalkışmasınlar.
Kız- Hayır, yapmayın, yavarırım, hayırrrrr...
( Evdokya İrene'nin yanına  yaklaşarak)- Biz de orada olmalıyız İren, böyle bir zevki kaçıramayız öyle değil mi?
(İrene zor nefes alarak)- Haklısınız majesteleri.
Evdokya- Güzel, o halde ben odama gidiyorum şimdilik. Birazdan görüşürürz.

( Evdokya odadan çıkınca Lena İrene'nin yanına gider.)

Lena- İyi misin?

( İrene cevap vermez sadece nefret dolu gözlerle Lena'ya bakar. Bir süre sonra da her şey hazırlanır. Artık masum bir kızın çarmağa gerilme zamanı gelmiş ve tüm halk onun etrafında toplanmıştır. İrene, Evdokya ve yardımcıları da sarayın meydana bakan bir bölümünden olayı izlemektedirler. Kız ölmemek için çırpınır, yalvarır, ben yapmadım, masumum diye bağırır ama hiç kimse bu acı dolu çığlıkları işitmez. Herkes bu korkunç sahneyi bir film seyreder gibi seyreder. Çarmağa gerildiğinde son sözleri, ağzından dökülürken bir an İrene ile göz göze gelirler. Kızın bakışları yalvarırcasına bir bakıştır. "Kurtar beni buradan, benim masum olduğumu biliyorsun" diyordur sanki o bir anlık bakış. O bakış bu dünyaya son bakışı olur ve yavaş yavaş gözleri kapanmaya başlar. Artık sonsuz bir uyku sarmıştır tüm bedenini. O son bakış İrene'nin kalbine bir bıçak gibi saplanır. Ömrü boyunca unutmayacağı ve ona bunu yaptıranlara da unutturmayacağı bir bakış.)

Evdokya- Bitti, ne şölendi ama.


( İrene Evdokya'nın gözlerinin içine bakarak içinden)- Bitmedi Evdokya, daha yeni başlıyor. O kıza ve çarmağa iyi bak. Benim ellerime kan bulaştırdığınınız çarmağa. Gerçekte o kızı değil benim masumiyetimi, Atinalı güzel İren'i öldürdüğünüz o çarmağa iyi bak. Bak ki bu günü hiç ama hiç unutma. Çünkü seni de senin gibi soyluları da can yakan, ölüme götüren, o iğrenç, aptal kanunlarınızı da bu çarmağa gereceğim. Tanrılar huzurunda yemin ederim ki yapacağım. Bundan böyle ben her ne yaşarsam sana bin beterini yaşatacağım. İkonları öyle bir serbest bırakacağım ki bir daha hiç biriniz yok edemeyecek. Hiçbiriniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder