Yazı yazmayı seven bir tarihçi adayı... Asya'ya ilgisi olan bir genç kız... Ve en önemlisi bir insan...
3 Nisan 2016 Pazar
İktidar Ateşi ( 11. bölüm korku )
( İmparator Konstantin'in taht odasında verdiği yemek sona erer ve tüm hanedan üyeleri mutlu bir şekilde odalarına geri dönerler. Sadece ikisi içlerinde mutluluk dışında hislerle gelirle dönerler. Evdokya şüpheyle, İrene ise korkuyla. )
Stavraikos- İmparatoriçem.
Evdokya- Gel Stavraikos, ben de tam seni çağırtacaktım.
Stavraikos- Sizi dinliyorum majesteleri.
Evdokya- Bu geceki yemekte beni şüphelendiren olaylar oldu. İrene, onda bir şeyler var. Bizim bilmediğimiz bir şeyler. Bu gece Konstantin ikona konusunu açtığında İrene bir anda irkildi, titremeye başladı ve sonra ikona taraftarlarını savunmaya kalktı. Tabi imaparatorumuz haddini bildirdi.
Stavraikos- Bilemiyorum efendim. İrene, biraz fazla narin ve etrafındaki insanlara fazla değer veren birisi. Bu yüzden ikonacıların başlarına gelebilecekleri düşünmüş ve korkmuş olabilir.
Evdokya- Hayır Stavraikos bu farklı bir şey. Onu endişelerndiren başka bir şey vardı. Ne olduğunu öğrenmemiz lazım. Senden onu izlemeni istiyorum. Bizden sakladığı sır neymiş öğrenelim.
Stavraikos- Anladım efendim ben bu konuyla yakından ilgileneceğim.
( İrene de aklında anlamlandıramadığı düşünceler ve kalbindeki değişik korkularla odasına gelir.)
Lena- İyi misin?
İrene- İyiyim.
Lena- Emin misin? Bana hiç öyle gelmiyor. Giderken yüzünde güller açıyordu ama şimdi rengin solmuş resmen. Ne oldu orada?
İrene- İmparator Konstantin, ikonalara olan nefretini anlattı. Hepsini yok edecekmiş, tabi ona tapanları da. İkonların hepsi putmuş falan filan işte. Ne var yani insanlar istediği inanca sahip olamazlar mı? Söyle bana Lena bunun ne tehlikesi olabilir?
Lena- Bu basit bir konu değil İren, korkulan sadece inanç değil. Onlar inançları bahane ederek devletin otoritesini tehtit ediyorlar. Manastırların gücü her geçen gün artıyor. Güçleri arttıkça da devlete diledikleri şeyleri yaptırmak istiyorlar. Hangi imparator buna izin verir? Sen olsan izin verir misin? Bizans gibi yüce bir imapartorluğun bir imapartoru olarak kendinden düşük mevkiideki insanlardan emir almak ister misin?
İrene- Tabiki istemem ama böyle yaparak ikona taraftarları yok etmiyor onları daha da kışkırtıyorlar. Ben olsam onlarla uzlaşma yoluna giderim. Onları kendi tarafıma çekerek yanımda durmalarını sağlarım, karşımda değil.
Lena- Seninle açık konuşacağım İrene, eğer sen yemekte de böyle konuştuysan tepki almışsındır. En önemlisi de Evdokya'yı şüphelendirmissindir. Şimdi senin üstüne daha çok gelecek.
İrene- Ne alaka?
Lena- Daha fazla benden saklamana gerek yok senin ikonalara inananlardan biri olduğunu ve bazı ikonaları da odana getirdiğini biliyorum. Seni gördüm onları odaya koyarken.
İrene- Ben... sen nasıl?
Lena- Her neyse şimdi bu ikonlardan hemen kurtulmalıyız yoksa Evokya çok yakında onlardan da bizden de kurtulur.
İrene- Nasıl peki? Eğer senin dediğin gibi benden şüphelendiyse beni takip ettirecektir. Nefes alıp vermemi bile kontrol ettirecektir. Böyle bir durumda nasıl ikonları saklamayı başaracağız?
Lena- Saklamayacağız, imparatora götüreceğiz onları.
İrene- Ne? Delirdin mi sen Lena? Öldürürler beni, çarmağa gererler, karnımdaki küçük prensime de bana da acımazlar.
Lena- Haklısın, ikonaların senin olduğu anlaşılırsa kesin ölürsün. Tabi başka bir yol bulamazsak... Neyse ki bir yolumuz daha var. O yol...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder