( Sultan Ahmet tam Gülçiçek'i öpeceği sırada kapının dışından sesler gelmeye başlar.)
Dildar kalfa- Kapıyı açın hünkarımıza mühim bir haberim var.
Kapı ağası- Laf anlamaz mısın kalfa halvet var olmaz açamam kapıyı.
- Aç dedim sultan doğuruyor sultan.
Ahmet Han- Neler oluyor? Ne bu gürültü?
- Hünkarım kalfa içeri girmek istedi olmaz dedik lakin gitmiyor.
- Sultanım mühim olmasa kapınıza bu şekilde dayanır mıyım? Kösem sultanın doğumu başladı adınızı sayıklıyor.
- Daha erken değil mi kalfa? Yoksa bir şey oldu sultanıma?
( Ahmet Han korku içinde hareme doğru gider. Odanın önüne geldiğinde validesi Handan ve büyük valide Safiye sultan ile karşılaşır.)
- Validem doğum başlamış. erken değil mi?
Handan Sultan- Erken aslanım. Allah verede torunuma bir şey olmaya.
- İnşallah validem.
Hekim kadın- Hünkarım.
- Vaziyet nedir hekim kadın sultanımın durumu nasıl?
- Şükürler olsun iyi hünkarım.
Handan Sultan- Peki ya torunum o nasıl? Doğum iyi geçtimi?
- Doğum olmadı sultanım. Belli ki ara sancılardan biriymiş. ben geldiğimde azalmıştı sultanımızın sancıları. Şimdi de gayet iyi doğuma daha var.
( Hekim kadınla konuştuktan sonra hanedan Kösem'in odasına girer.)
- Sultanım, Mahpeyker'im, iyisin inşallah.
-İyiyim hünkarım siz geldiniz ya ağrım acım kalmadı uçtu gitti.
- Gelmez miyim sen çağırırsın da ben hiç gelmez miyim?
Safiye Sultan- Bizi çok korkuttun Kösem erken doğum olacak bir aksilik mi var diye hayli endişelendik.
- Bağışlayın validem sizi üzdüm lakin aniden öyle büyük bir sancı gelince şehzade geliyo sandım. Hepinizi telaşlandırdım çok utanıyorum.
- Öyle şey olur mu Mahpeyker'im. telaş ne demek, utanacak ne var bunda. öyle değil mi validelerim?
Handan Sultan- Öyle elbet aslanım.
Safiye Sultan- Öyle elbet hünkarım. Neyse biz çıkalım da Kösem de biraz dinlensin. Kendine bir gelsin o da çok korktu haliyle.
- Hakkınız var Mahpeyker'imin dinlenmesi gerek.
- Hayır, çıkmak yok.
- Anlamadım
- Yani hünkarım beni yalnız bırakmayın siz kalın. Benim dinlenmeye değil size ihtiyacım var. Benim ilaç sizsiniz.
- Sultanım öyle ister madem bizde gitmeyiz. sSz çıkabilirsiniz validem ben bu gece burdayım.
( Sultan Ahmet bütün gece Kösem'in yanına kalır. Sabah olunca da divan toplantısı için odadan ayrılır.)
Dildar kalfa- Hayırlı sabahlar sultanım.
Kösem- Gel dildar. hayırlı sabahlar.
- Çok korkuttunuz bizi rabbime binlerce kez şükürler olsun ki size de şehzademize de bir şey olmadı.
- Öyle bende çok korktum doğum olacak sandım.
- Valla herkes korkudan öldü tüm hanedan sizin odadaydı gece. Hele hünkarımız bir an olsun yanınızdan ayrılmadı.
- Evet bütün gece benimleydi. Halvet ne oldu bu arada kız o kadar hazırladı.
- Halvet olmadı doğal olarak. bugün de hünkarımız çağırmadı hatunu. çağırmayı geçtim sormadı bile.
Fatma Hatun- Sultanımızın şansı varmış. Sancı olmasaydı halvet olacaktı.
- Öyle gerçekten. sultanımız çok şanslı, kısmetli. Fatma sultanımız için hamamı hazırlat. iyi gelir.
- Peki Dildar kalfa.
( Fatma hatun hamam için çıkınca Dildar kalfa Kösem'in yanına biraz daha yaklaşır ve gözlerin içinde şimdi soracağı sorular için cevap arar.)
- Sultanım haddimi aşarak size bir soru sormak istiyorum.
- Sor Dildar.
- Geceki sancı gerçek miydi?
- O nasıl soru kalfa tabi gerçekti.
- O halde neden gözlerimin içine bakamıyorsunuz?
- Senden de bir şey gizlenmiyor. Evet, yalandı. Her şeyi halvet olmasın hünkarım benden başkasının olmasın diye yaptım. Oldu mu? rahatladın mı?
- Mesele benim rahatlamam değil. Sana inanamıyorum. Seni tanıyamıyorum. Kimsin sen? Benim tanıdığım kız bu kadar düşmezdi.
- Kendine gel kalfa.
- Ben kendimdeyim. Lakin sen değilsin Kösem. Ya yalandan sancın varmış gibi bağırken gerçek sancı başlasaydı. ya doğum başlasaydı ve şehzademize zarar gelseydi. hepsini geçtim ölebilirdin. Bir hatun hünkarın koynana girecek diye canını hiçe saymaya gerek var mı? Söyle bana var mı?
- Hünkar benden yüz çevirse ben o zaman ölürüm. Kabul ediyorum tehlikeli bir oyundu ama başardım. Bir şey olmadı bak ben de şehzademde gayet iyiyiz. Hünkarımız da bizimle daha ne olsun. Biliyorum bana ne kadar değer verdiğini. beni kızın gibi gördün her zaman ama bunu yapmak zorundaydım ne olur anla beni hünkarım başkasının olurken ben burda boş boş oturamazdım. Hem görmeliydin Safiye sultanın yüzünü nasıl bozulmuştu. O herkesin önünde tir tir titrediği Safiye sultan bana yenildi ilk kez. Bana. Sevin biraz başarım için ya.
- Sevineyim öyle mi? Biliyor musun hani o çok nefret ettiğin Safiye sultan var ya, hani daha düne kadar ben onun gibi olmam dediğin kadın. Onun yolundan yürüyorsun frakında bile değilsin. Gittikçe ona benziyorsun. Sen kendine dahi itiraf edemiyorsun lakin gözlerinizde aynı ateş yanıyor. "İktidar ateşi."
Bölüm Sonu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder