( Safiye sultan Edirne'de odasında otururken bir mektup gelir. Mektubu okur okumaz etrafındakilere hemen saraya dönme emrini verir. Kösem'in ise haremdeki hayatı mükemmel bir şekilde devam etmektedir. Zira önündeki tüm engellere rahmen Sultan Ahmet ile birlikte olmayı başarmıştır. bu mutluluğunun üstüne bir de gebe olduğunu öğrenmiş ve sevinci ikiye katlamıştır.)
Dildar kalfa- Bitmedi mi işin daha ebe kedın, neyi var sultanımızın?
Ebe kadın- Bitti bitti. (gülümser)
Dildar kalfa- E söyle öyle ise neymiş sultanımızı bu günlerdir halsiz bırakan dert?
Kösem- Konuşsana be kadın ne bekliyorsun. Kötü bir şey mi var?
Ebe- Allah korusun sultanım. maşallah çok sağlıklısınız.
Kösem- Ee o zaman neden böyle bitkinim ben?
Ebe kadın- Gebesiniz sultanım. Yükünüz ağır gelmiş belliki. (güler)
Kösem- Gebe mi? Ben, ben gebe miyim?
Ebe kadın- Evet sultanım. Artık kendinize çok daha iyi bakmanız lazım. Malum iki canlısınız.
( Kösem hatuna bağşiş verir ve çıkması için işaret yapar. Ebe kadın çıkınca Dildar kalfaya döner.)
Kösem- Duydun dimi kalfa? Ben gebeyim.
Dildar- Duydum sultanım duydum. Allah uzun ömürler nasip etsin. Sağ salim doğsun inşallah.
Kösem- İnşallah kalfa, inşallah. Hünkarımız avdan döndü mü?
Dildar kalfa- Henüz dönmedi.
Kösem- Ne zaman dönecek?
Dildar kalfa- Bir malumatım yok sultanım.
Kösem- O gelene kadar gebe olduğumu kimse bilmesin. Bilhassa Mahfiruz denen çiyan. Ebeyi de iyice tembihle ağzını sıkı tutsun.
Dildar kalfa- Tamam sen merak etme ben hallederim herşeyi.
( Tam o sıradı haremde bir takım sesler gelmeye başlar)
Dildar kalfa- Hala hala bu sesler de neyin nesi?
Kösem- Bana mı soruyorsun? Git öğren ne olmuş.
( Dildar kalfa odadan çıkar ve bir kaç dakika sonra telaş içinde içeri girer.)
Kösem- Ne oldu ölü mü gördün kalfa ne bu hal?
Dildar kalfa- Büyük Valide Safiye sultan ve Valide Handan sultan hazretleri Edirne'den dönmüşler. Harem karşılama için oradan oraya koşturuyor. Mahiruz hatun da aşağıda.
Kösem- Nerdeler şimdi haremde mi?
Dildar kalfa- Hayır, has bağçeye girmek üzredir arabalar. Birazdan haremde olurlar.
Kösem- Peki ya hünkarımız, o da dönmüş mü?
Dildar kalfa- Malesef. Bu arada sizin de aşağıya inmeniz gerek. Validelerimiz gelir de sizi göremezse pek hoş olmaz.
Kösem- Korkuyorum Dildar hünkarım da yok ya Safiye sultan bebeğime bir şey yaparsa?
( Kösem aşaıya cariyeler taşlığına iner ve validelerin gelmesini beklemeye başlar.)
Ağa- Destur, valide-i mükerreme Safiye sultan hazretleri ve Valide Handan sultan hazretleri.
( Safiye sultan haremden geçerken Kösem'in önünde durur.)- Odama gel.( der ve hızla odasına doğru yol alır.)
( Kösem yavaş yavaş ürkek adımlarla büyük validenin odasına doğru yürümeye başlar. Her bir adımda kalbi daha hızlı çarpar, bacakları cansızlaşır. Korku, heyecan vs. dolu düşüncelerle büyük validenin odasının kapısına varır. Yıllar evvel ölümü bile göze alıp giren Kösem şimdi bu odanın kapısına dahi yaklaşmaya korkar. Tüm bedenini ölüm korkusu kaplar ve kapılar açılır.)
( Bakalım bu büyük kapıların ardında Kösem'i neler bekliyor. Cevabı 7. bölümde. Bir bölümün daha sonuna geldik. Hoşça kalın. Yorumlarınızı eksik etmeyin.)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder