27 Ekim 2014 Pazartesi

Sultanların Güzellik Sırları




“Çirkin kadın yoktur bakımlı kadın vardır ne kadar da doğru söylenmiş söz… Hangi yüzyılda olursa olsun bütün kadınlar güzelliklerine düşkün olmuş, çevrelerine en önemlisi erkeklerine güzel görünmek için her yolu denemişlerdir.

Günümüzde kozmetik ürünleriyle yakalamaya çalıştığımız güzelliği doğal yollarla elde eden Osmanlı kadınlarının ve sultanlarının hangi çabalara girdiklerini, hangi bitkisel karışımları uyguladıklarını, kısacası güzellik sırlarını biliyor musunuz?

HAMAM KÜLTÜRÜ



Osmanlıdan bahsediyorsak tabiî ki de ilk olarak temizlikten söz etmek gerekir. Her dönemde olduğu gibi o dönemlerde de temizliğe çok önem verilirmiş. Osmanlı mimarisinin baş yapıtlarından olan saray içindeki büyük birbirinden güzel, özel hamamlar bu durumu açıklıyor olsa gerek. Hamam da keselenmek çok önemlidir. Sıcak ortamda vücut yumuşadığı için kese, ölü deriden arındırır ve cilde peeling etkisi yapar. Böylece cilt yenilenir, rahatlar, canlı ve parlak bir görünüm elde eder. Osmanlı kadınları da, kese yapılan cilt çabuk buruştuğu için banyodan sonra ciltlerine çeşitli yağlar sürerlermiş böylece cildin kurumasını önler ve cildi dış etkilerden korurmuş.
Osmanlı da temizlik çok önemli olduğu için sabun sektörü de önemli ölçüde gelişmiştir. Saraya getirtilen sabunlar eritilir ve kullanacak olan sultanların zevklerine göre çeşitli esanslarla kokulandırılır, şekillendirilirmiş. Sabunun saçları sertleştirdiği bilindiğinden hatmi çiçeği ve ebegümeci kaynatılır elde edilen karışım saçları yumuşatmak için kullanılırmış. O zamanlarda kullanılan bu kıvamlı su şimdilerin saç kremi görevini görmekteydi. Ama tek bir farkla o karışım kullandığımız saç kremlerine göre daha etkili ve tamamen doğaldı.

KİL MASKESİ OSMANLIDAN MİRAS



Cilt ve saç bakımında kil kullanılırdı. Bizler doğal yöntem adı altında hazır aldığımız kil maskelerini kullanırken Osmanlı kadınları kildanlıkların içinde, kil üzerine su koyup bekletir ve dibe çöken kil üzerindeki suyu süzerek kullanırlarmış. Kilin saçları yumuşatırken aynı zamanda saçı ve deriyi besleyici özelliği olduğunu da o zamanların deneyimlerinden öğreniyoruz. Yani her türlü cildi temizleyen, sıkılaştıran, besleyen, toksinleri atan kil her derde deva…

YAĞLARLA GELEN GÜZELLİK



Bir kadın güzel görünmek istiyorsa bakımını eksiksiz yapmalıdır. Osmanlı kadınları el ve ayak bakımını da oldukça önemserlermiş. Onlara göre bir kadının elleri ve ayakları yumuşak, zarif olmalı ve güzel kokmalıydı. Genel olarak el ve ayak bakımları için zeytinyağı ve susam yağını bitkilerle karıştırarak kullanmış ama daha çok gül yağını tercih etmişler.
Gül yağını da; birbirinden güzel kokan gül yapraklarını zeytinyağı ya da susam yağında bekletip bir süre sonra süzerlermiş ve bunlardan gül yağı elde ederlermiş. Bu nedenle saraylara tonlarca gül suyu getirilir ve kullanılırmış. Böylece cilt temizlenir, tazelenir, nemlenir ve en önemlisi kırışıklıklar giderilirmiş. Kadınların en büyük sorunlarından biri olan cilt kırışıklıkları için bulunmaz bir nimetmiş gül suyu. Aynı zamanda ciltteki yaraları ve cilt hastalıklarını iyileştirmede de gül suyu kullanılmıştır..
Gül kokusunun huzur verdiği bilindiği için Osmanlı tıbbında gül yağı ruh hastalıklarının tedavisinde de kullanılmıştır. Bal ve gül suyu karıştırılarak elde edilen gül macunu ve şerbeti hazımsızlık sorunu yaşayanlar için ilaç olmuştur.

HER DÖNEMİN VAZGEÇİLMEZİ KOKULAR, AH KOKULAR…



Büyük önem verilen kokular, o dönemlerde ruh ve beden sağlığında tedavi edici özelliklere sahipti. Hekimlerin hastalarını tedavi ederken kokulardan yararlanmaları da bu nedenledir. Bahar ve buhur dönemlerinde sabahlara kadar kaynattıkları kazanlarda mis kokulu parfümler yaparlarmış. Güllüabdan dedikleri mükemmel işlemeli şişelerde alkolsüz elde edilen bu kokuları muhafaza ederlermiş. O dönemde bu şişelere çok değer verilir mücevherlerle işlemeler yaptırırlarmış. Bu şişelerin en kötüleri bile gümüşten yapılırmış. Sarayda en çok misk ve amber kokuları tercih edilirmiş. Parfüm ve kokulara bu kadar önem verilmiş olması parfüm üreticilerine büyük bir itibar ve şöhret kazandırmıştır herhalde…

HER DERDE DEVA LİMON



Sultanların en doğal güzellik sırlarından biri de limondu. Limon antiseptik özelliği olduğundan ve içerisinde şeker bulundurduğundan dolayı cildi besler, gerginleştirir hatta tüm yaraları iyileştirir. Saray kadınları o dönemlerde ciltlerinin beyaz saçlarının siyah ve parlak olmasına büyük önem verirlermiş. Bu nedenle ciltlerini beyazlatmak ve saçlarının da parlak bir görünüme kavuşması için limon kullanırlarmış. O dönemlerde açık renkli saçlar sevilmezmiş beyaz bir ten ise güzelliğin simgesiymiş.

BESLENMEYE DİKKAT 



Beslenme düzeni Osmanlı kadınları için çok önemliydi. Formda kalmak için bizim gibi diyet ürünleri tüketemeseler de bizden daha sağlıklı beslendikleri ve formda kaldıkları kesin… Çok fazla yemezlermiş, hatta ilkbaharda özellikle kanı ve barsakları temizlemeye yönelik besinler tüketirlermiş. Kirazın kanı temizleme özelliği olduğundan ve sindirimi kolaylaştırdığından bu dönemlerde kiraz tüketmeyi tercih ederlermiş. Toksinlerden arınmak içinde tuzlalardaki şifalı suları içer ya da müshil kullanırlarmış. Hem iç ve hem dış güzellik için saray kadınları doğal yöntemlerle güzelliklerini korumaya büyük önem vermişlerdir.

Osmanlı da saray kadınları doğal yöntemlerle güzelliklerini koruma altına alıyorlardı. Siz de birkaç doğal yöntemle güzelliğinize güzellik katabilir ve onu koruyabilirsiniz…

Limon ile ellerinizi nemlendirin
Limon yüksek miktarda sitrik asit ve C vitamini içerdiği için ellerinize nemlendirici etkisi yapar ve canlı görünmesini sağlar, doku üretimini harekete geçirir. Osmanlı sultanlarının yöntemi olarak cildinizi beyazlatmak için de kullanabilirsiniz. Özellikle limonu kesip elinize sürmekle birlikte yemek yaparken kullandığınız limonları da o an temiz ellerinize uygulayabilirsiniz. Ellerinizde birkaç saniye yanma hissi yaratabilir ama nemlendirerek mükemmel bir sonuç elde edeceksiniz.
Ayva çekirdeği çatlakların düşmanı


İki adet ayvanın çekirdeklerini ayırın. Ayırdığınız çekirdekleri bir su bardağı doğal gül suyu ile karıştırın. 24 saat bekletin. Kıvamlı bir jöle haline gelecektir. Daha sonra çekirdekleri bu jöleden ayırın ve jöleyi buzluğa koyun. İstenilen kıvama gelince bu karışımı cildinize sürün. Çatlak ve kırışıklıklarınız için bu kür size yardımcı olacaktır.
Kahve telvesiyle hem fal bakın hem bakım yapın


Türk kahvesinin telvesiyle ve Bepanthene’i karıştırın. Bu karışımı yüzünüze uygulayın. Cildinizdeki ölü derilerden kurtulmak için uygulanacak bu kür ideal bir sonuç verecektir.
Saçlara hacim vermek için


Yarım litre suya iki çay kaşığı toz şeker ilave edip karıştırın. Katkılı saç spreyleri yerine elde edeceğiniz bu doğal karışımı saçınıza sürdükten sonra kolayca hacim verebilirsiniz.
Yıpranan saçlara havuç suyu


Havucu blendırdan geçirin. Zeytinyağı ve bu havuç suyunu karıştırın. Yıkamadan önce bu bakım kürünü yıpranan saçlarınıza uygulayın. Bir gün saçınızda bekletin ve ertesi gün saçlarınızı yıkayın. Bu kür yıpranan saçlarınızı onaracak ve doğal görünümüne kavuşturacaktır. Ayda bir kere uygulamanız yeterlidir.
Kuruyan dudaklar için bal


Bir çay kaşığı bal ve bir çay kaşığı şekeri karıştırarak dudaklarınıza sürün. Kurumuş ve çatlamış dudaklarınız için bu karışım etkili olacaktır.
Siyah çay etkisi


Yağlı ciltler için uygulanması en ideal kürlerden biridir. Cildinizdeki yağı azaltmak istiyorsanız yüzünüzü siyah çay ile yıkayın. Fakat yıkadıktan sonra durulamayın. Çay doğal bir arındırıcı olduğu için cildinizdeki yağ sorununu gidermede yardımcı olacaktır.
Cildinizin kurtarıcısı brokoli


Brokoliyi parçalayın. Tülbentle süzün. Yeşil bir su çıkacak. Bu su ile yoğurt ya da kaymağı karıştırın ve yüzünüze sürün. Elde ettiğiniz bu kür cildinizi beslemekle kalmayıp canlandıracak..
Cildinizin tazeliği pırasada gizli



İki adet pırasanın beyaz kısmını ince ince doğrayın. Bir bardak süt ile on dakika pişirin. Lapa haline gelen pırasayı ılık haldeyken cildinize sürün. 20 dakika sonra cildinizi gül suyu ile temizleyin. Kısa bir süre sonra cildiniz canlı bir görünüme kavuşacak.
Göz altı morlukları için salatalık 


Bir salatalığı rendeleyip buz kalıplarının içine yerleştirin ve buzlukta dondurun. Donmuş olan salatalık küplerini gözlerinizin mor kısımlarında 5’er dakika bekletin. Gözaltındaki morluklarınız zamanlar azalacaktır.
Havuç suyu kışlık kreminiz 
Havucu katı meyve sıkacağı ile sıkın. Yarım bardak havuç suyu ile bir çay bardağı zeytinyağını cezveye koyun. Hafif ateşte pişirin. Üstteki yağlı kısmı cildinize sürün. Kışın besleyici krem olarak bu kürü rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Keten tohumu cilt çatlaklarını önler


Keten tohumu ile gül suyunu karıştırın. Hafif jöle kıvamına gelene kadar oda sıcaklığında bekletin. İçerisindeki antioksidanlar çatlayan cildiniz için iyi gelecek.

Bir blogger yazımızın daha sonuna geldik. Umarım yazımı beğenir ve okursunuz. Yorumlarınızı bekliyorum.:)))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder