(İrene ve Anastasya Konstantinapolis'e varırlar. İkisi de gördükleri güzellik karşısında şaşkına dönerler.)
Anastasya- Waaw, Ne büyük yer değil mi İren?
İrene- Evet çok ihtişamlı bir şehir.
Anastasya- Bu seçmeleri kim kazanacak bilmiyorum ama onun çok şanslı biri olduğunu biliyorum. Baksana şu muhteşemliğe böyle bir yere imparatoriçe olmak. Rüya gibi.
(İrene bu muhteşem şehre uzun uzun bakar. Daha sonra gemiden iner ve seçmeler için bekleyen diğer kızların yanına götürürler)
Vesta- Merhaba, benim adım vesta.
Anastasya- Merhaba, benim adım da Anastasya, bu da arkadaşım İrene.
Vesta- Hımm, nerden geliyorsunuz?
Anastasya- Atina, sen?
Vesta- Ben buralıyım. Ailem Bizans'ın en önde gelen asillerindendir. Siz hangi temadansınız?
Anastasya- Şey, biz...
İrene- Biz Atina'lı sıradan bir aileden geliyoruz.
Vesta- Ya, demek öyle. Sizi şimdiden uyarayım kızlar burası hayır kurumu değil, bir imparatorluk. Burada o kadar çok asil aile kızı var ki size sıra geleceğini hiç sanmam. Bence yol yakınken dönün siz.
İrene- Uyarın için sağol. Ama bilesin ki asıl asalet insanın kalbindedir. Ve bu asalet bizim kalbimizde oldukça fazla. Yani şansımız da fazla.
Vesta- İyi şanslar o halde.
İrene- Sana da.
(İmparator Konstantin kızlarla bizzat görüşür. Hepsiyle tek tek görüşecek ve oğlu için en uygun kişiyi seçmeye çalışacaktır. Sıra İrene'ye gelir. İrene imparatoru selamlar ve karşısına geçer. Her adım atışında ayakları heyecandan biraz daha cansızlaşır. Sanki oracığa yığılı verecekmiş gibi hisseder güzel İren.)
İmparator Konstantin- Adın ne? kimsin? kimlerdensin anlat bakalım biraz kendini.
İrene- Adım İrene. Atina'dan geliyorum. Burada bulunan çoğu kız gibi güçlü bir ailem yok. Sıradan bir aileye mensubum.
( Konstantin zaten irene isminden sonrasını dinlememiştir. Aklı o an uçup gitmiştir.)
Konstantin. Peki yeterli. Çıkabilirsin.
( İrene çıkar ve Konstantin düşüncelere dalar. İrene ismi onu derinden etkilemiştir. Çünkü o isim Leon'un annesi, imparator Konstantin'in bir kaç ay evvel kaybettiği ilk eşinin ismidir.)
Konstantin- Bu nasıl bir tesadüftür böyle, tanrı benden bir İrene aldı, şimdi ise başka bir İreni oğlumun karşısına çıkarıyor. Yoksa bu tanrıdan gelen bir işaret mi?
(Seçimler biter ve kızlar haber beklemek üzere evlerine dönerler. Bir kaç hafta sonra Atina'ya bir haber gelir. Victor'un evinin kapısı çalınır. Anastasya kapıyı açar ve bir kaç görevli içeri girer.)
İrene- Kim bunlar?
Anastasya- Bilmem.
Victor- Siz kimsiniz? Ne istiyorsunuz?
Görevlilerden biri- Biz başkent Konstantinapol'den buraya imparatorumuzun emriyle geldik.
Anastasya- İmparatorun emri mi?
Görevli- Evet. İrene hanginizsiniz?
İrene- Benim. Ne oldu bir suç mu işledim?
Görevli-Hayır efendim. Sizi Konstantinapol'e götürmeye geldik. İmparatorumuz Konstantin'in oğlu leon'a eş olarak siz seçildiniz. Lütfen bizimle gelin.
( İrene hiç bir şey duymuyor, hiç bir şey düşünemiyordur. Kafasının içinde hep aynı dört kelime yankılanıp duruyordur. "Eş olarak siz seçildiniz".)
Bölüm sonu.
Güzel bir bölüm olmuş ama nedense fazla heyecanlanmadım her halde tüm senaryoyu bildiğimden kaynaklanıyor :)
YanıtlaSilHımm, evet olabilir. :)
YanıtlaSil