30 Haziran 2014 Pazartesi

Tarihe olan ilgim ve bakış açım.



Selam arkadaşlar. Bu günkü yazımda kendimden bahsedeceğim. Tarihe nasıl ve ne şekilde ilgi duymaya başladım? Nasıl bu ilgi arttı ve tarih bölümü okumaya gitti bunları sizinle paylaşacağım.

28 Haziran 2014 Cumartesi

OSMANLI PADİŞAHLARI VE ÖLÜM NEDENLERİ (yazının devamı)

       4. Mehmet: Nikris, depresyon ya da zehir.

                       
                       2. Süleyman: Zayıflık.

     
      2. Ahmet: Zayıflık, depresyon ya da felç.

                      
                       2. Mustafa: Zayıflık.
                          
                            3. Ahmet: Zehir.

 

                                                     
                                                      1. Mahmut: Felç.

 
                            
                             3. Osman: Felç.

                
                 3. Mustafa: Kalp yetmezliği.

                     
                      1. Abdülhamit: Felç.

 


 
                                                         3. Selim: İdam.

                           
                          4. Mustafa: İdam.


 
                        
                         2. Mahmut: Siroz.


 
                  
                   Abdülmecid: Tüberküloz.

                       
                        Abdülaziz: İntihar.

                        
                        5. Murat: Diyabet.

        
               2. Abdülhamit: Kalp yetmezliği.

                
                5. Mehmet: Kalp yetmezliği.

        
      6. Mehmet Vahdettin: Kalp yetmezliği.

27 Haziran 2014 Cuma

OSMANLI PADİŞAHLARI VE ÖLÜM NEDENLERİ.

                   1. Osman: Nikris ya da felç

           

26 Haziran 2014 Perşembe

24 Haziran 2014 Salı

ŞEHZADE MUSTAFA'NIN YASAK AŞKI.

Tarihte bir çok aşk hikayesi vardır ve bunlar zamanla tarihin tozlu sayfalarında kalmıştır. Saraylarda aşk yüzünden zindanlara düşen veya ölen bir çok soylu, prens ve kral vardır.
bunlardan birisi de Fatih Sultan Mehmet'in oğlu ve çoğu kişi tarafından bilinmeyen şehzade Mustafa'dır.

CARİYENİN AŞKI...

Yavuz Sultan Selim Han'ın Mısır seferinde başından geçtiği söylenen bir olayın hikayesi. Yavuz'a aşık Mısırlı bir cariyenin çaresiz aşkı ve bu aşkını söyleyemeden vefat edişinin öyküsü.

20 Haziran 2014 Cuma

19 Haziran 2014 Perşembe

Bazı padişahlar ve hikayeleri...

               Mücevher düşkünü-Kanuni Sultan Süleyman:


Babası ve dedesinin aksine şık, süslü ve haşmetli giyinmeyi severdi. Serasere ve diba giyer, üstünde çok fazla ziynet eşyası bulunurdu. Değişik değişik çakşırlar giydiği için Yavuz onu "çakşırlı" diye çağırırdı. Hatta bir seferinde yine ihtişamlı elbiseler içinde görünce Yavuz oğluna takılmak istemiş ve "anana giyecek bir şey bırakmamışsın" diye alay etmiş.
Sultan Süleyman babası gibi kuyumculuğa meraklıydı; ustalığı o derecedeydi ki İtalyan kuyumculuk sanatının örneklerini tanıyacak ve uygulayacak kadar mükemmeldi.
                Eyer yapan padişah- 2. Osman(Genç Osman):


Sultan Genç Osman çocukluğundan beri saraçlığa ilgi duymuş ve bindiği atların eyerlerini genellikle kendisi yapmıştır. Öldürülmek üzere yeniçerilerin eline geçtikten sonraki son yolculuğunda eyersiz bir ata bindirilmiş olması ise tarihin en acı alaylarından biri olsa gerek.
             Birden çok mesleği olan padişah- 1. Mahmut:


Padişahların genelde birer mesleği olurdu fakat 1. Mahmut'un bir mesleği yoktu, meslekleri vardı. şöyle bir bakınca eminim ki sizde çok şaşıracaksınız bu meslek bolluğuna:
Hilalci, mühür kazıcısı ve kuyumcuydu. vakti müsait olduğunda kantaşı üzerine mühür kazardı. Ayrıca abanoz ve fildişinden kürdanlar(hilaller) yapardı. Kazdığı mühürleri çarşıda sattırır, eline geçen paralarla sadakalarını dağıttırarak sevap kazanmaya çalışır, diğer kısmı ile ise ufak tefek ihtiyaçlarını karşılar, bundan da büyük bir zevk duyardı. Bir gün vezirlerden birisi kendine, "şevketlim, milletin hazinesi sizin demektir. Niçin böyle uğraşır zahmet edersiniz?" deyince padişahtan "milletin hazinesini millete sarf etmek gerek. Saniyen, insanın çalışıp alın teri dökerek kazandığı paranın zevki bir başkadır." cevabını almıştır.
                        "Bu bir felaket"-6.Mehmet Vahdettin:



Hain mi yoksa kahraman mı? diye hala tartışılan Sultan Vahdettin devletin en zor zamanında padişah olmuştu. Mabeyn başkatibi Ali Fuat Türkgeldi'nin anlattığına göre Sultan Vahdettin cülus törenine giderken bastonunu Çengelköy'deki köşkünde unuttuğunu anlayınca "bu bir felaket" demiştir. Sonradan Topkapı sarayına adım atarken söylediği bu ilk söz yüzünden saltanatı da felaketle geçti, yorumu yapılmıştır.
                       Ulucami'nin hikayesi- Yıldırım Bayezid:



Bursa'nın çekim merkezi olan Ulucami'nin bir Niğbolu adağı olduğunu bilir miydiniz?
Rivayete göre Yıldırım Bayezid, Niğbolu seferini zaferle sonuçlandırırsa ganimet malından 20 tane cami yaptıracağına dair adakta bulunur. Bir süre sonra bu camileri ayrı ayrı yaptırmanın çok zor olduğunu anlayan Bayezid, etraftan bir çözüm bulmalarını ister. Onlar da adağında 20 kubbeden söz ettiğini, eğer 20 kubbeli bir cami yaptırırsa bu adağın yerine gelmiş sayılacağını padişahı ikna ederler ve Ulucami böylece ortaya çıkar.


 

SARAYDA İKİ VENEDİK'Lİ (1.bölüm Vendik'ten Osmanlı'ya)

Sophia:- Hai parlato con i genitori Maria? Ti hanno lasciate? (Konuştun mu ailenle Maria? İzin verdiler mi?)
Maria:- Si. Ma guello che hai detto che volevamo andare in un viagio alla famiglia? (Evet. Peki ya sen söyledin mi ailene geziye gitmek istediğimizi?)
Sophia:- No.
( Tam bu sırada Sophia'nın annesi odaya girer.)
-Che ci fai gui? Non vieni giu. (Ne yapıyorsunuz burada? Aşağıya gelsenize.
Sophia:- Va bene mamma. (Tamam anne)
Maria:- Sophia tutta la famiglia sara inferiore. I'occasione per un buon uso e dire loro il viaggio. ( Tüm aile aşağıda olacak Sophia. Bu fırsatı iyi değerlendir ve onlara geziyi söyle.)
Sophia:- Bene. Andiamo al piano di sotto. (Tamam. Hadi aşağıya inelim.)



(Sophia geziye gitmeyi çok ister çünkü daha önce Korfu'dan başka bir yere gitmemiştir. Ancak ailesinin bu geziye izin vermeyeceğini düşünür ve bir türlü geziden söz edemez. ancak sonunda kararını verir ve ailesine geziye gitmek istediğini söyler. Ailesinin tepkisi tam da Sophia'nın beklediği gibi olmuş ve izin vermemişlerdir.)

-No, non sophia.( hayır Sophia olmaz.)
Sophia:- Si prega di consentire madri. Cosa fare se tuo padre. (Anne lütfen izin ver. Baba ne olur.)
Leonardo:- Vuoi guesto andare troppo lontano? (Bu kadar çok mu istiyorsun gitmeyi?)
Sophia:- Si padre.(Evet baba)
Leonardo:- Ho lasciato un tempo, ma essere molto attenti guindi gli hacker turchi sono ovungue. ( Bir defalık izin veriyorum o zaman, ama çok dikkatli olun her yerde türk korsanları var.)
Sophia:- Tu non ti preoccupare papa. Non succedera nulla. (Sen meraklanma baba. Hiçbir şey olmayacak.)

( Sophia ve Maria denizde başlarına geleceklerden habersiz hazırlanıp yola çıkarlar.)

                              Kütahya Sancağı:
(Nurbanu şehzadesi Murat'ın sancağından gelen mektubu okur ve çıldırır.)


 Canfeda:- Ne oldu sultanım. Kötü bir haber mi var?
Nurbanu:- Gönderdiğim son cariye de aslanımı etkilemede başarısız olmuş. Zaten başarmış deseler şaşardım.
Canfeda:- Şehzademizin aklını başına getirsin ve tahta hazırlasın diye göndermediğiniz hatun kalmadı sultanım ama hepsi başarısız oldu. şehzademiz bugün koynuna aldığını yarın görmek dahi istemiyor. avlardan beri gelmiyor.
Nurbanu:- Muradım Sultan Süleyman Han'ın gözdesi, aslanımı pek sever. lakin Murat'ın bu hali hünkarın kulağına giderse gözden düşer aslanım millete de gün doğar. Bu yüzden derhal benim isteklerimi yerine getirecek birini bulmamız lazım.
Canfeda:- Haklısınız sultanım.

                                 Adriyatik Denizi:
( Korkulan olur ve Sophia'nın da içinde bulunduğu Venedik gemisine Türk korsanları saldırır. Sophia bir gürültü ve sallantıyla yataktan fırlar.)
Sophia:- Maria coşa sta succedendo. Che suona. (ne oluyor Maria. Bu sesler de ne? )
Maria:- Non lo so. (Bilmiyorum)
-Pirati signore stanno arrivando. (Efendim, korsanlar geliyor...)
Sophia:- No. Aaaaaaaa. Papaaaaaa... Lasciami andare lasciare. Papaaaa... (Hayır. Aaaaaa. Babaaa... Bırak beni. Bırakkk. Babaaa...))

  (Sophia'ya ne oldu? Nurbanu sultan aradığını bulabilecek mi? Hikayenin 2.bölümü yarın sizlerle...)


                



18 Haziran 2014 Çarşamba

Osmanlı Hareminin Bilinmeyen Yönleri (yazının devamı...)

HAREM'DE İLK VE SON İHANETİ YAPAN KALFA KİMDİ?
Harem'deki bütün kalfalardan her şeyden önce sadakat beklenirdi. Ancak buna rağmen haremde yaşanan bir ihanet tarih kayıtlarına geçti. Sultan Abdülaziz'in tahttan indirilmesi olayında harem kalfalarından Arz Niyaz kalfa, Hüseyin Avni paşaya bağlı olarak çalıştı ve padişahla ilgili gizli bilgileri dışarı sızdırdı. Bunun sonucunda Arz Niyaz kalfa idam edilmek yerine haremden kovuldu.
 

 

17 Haziran 2014 Salı

SARAYDA İKİ VENEDİKLİ



                                  SARAYDA İKİ VENEDİK'Lİ
                         (Hikaye tanıtımı)


     TÜR: Tarihi, romantik, dram, savaş.
     
     KONUSU: Osmanlı kadınlar saltanatı döneminde yaşamış iki kadın, Nurbanu ve Safiye'nin iktidarda kalma ve evlatlarını koruma mücadeleleri.
     
     TANITIM: Ölümün kıyısında yaşanan hayatlar, harem cehenneminden cennete uzanan bir yol, kendi destanını yaratan, Osmanlı'ya kader katan aykırı bir kadın, güzeller güzeli Cecilia Baffo...
        Ve ona meydan okuyan, Osmanlı'ya diz çöktüren güzel Sophia Baffo...
                           KARAKTER TANITIMLARI:


        NURBANU SULTAN; Aslen Venedikli bir asilzade olan Baffo ailesene mensuptur. korsanlar tarafından kaçırılıp Osmanlı'ya satılmış ve daha sonra Hürrem Sultan'ın gözüne girerek şehzade Selim'e eş olmuştur.


     
 SARI SELİM; Kanuni'nin oğlu ve 11.Osmanlı padişahıdır.



SAFİYE SULTAN;
Aslen Venedikli bir asilzade olan Baffo ailesene mensuptur. korsanlar tarafından kaçırılıp Osmanlı'ya satılmış ve daha sonra Nurbanu Sultan'ın gözüne girerek şehzade Murat'a sunulmuştur.

 



SULTAN MURAT; Sarı Selim'in oğlu ve 12. Osmanlı sultanıdır.


MİHRİMAH SULTAN; Kanuni ve Hürrem sultanın kızıdır. Osmanlı tarihinde etkili olmuş güçlü bir hanım sultandır.



SOKULLU MEHMET PAŞA; Kanuni, Selim ve Murat döneminde sadrazamlık yapmış önemli bir devlet adamıdır.



      

 (Ana karakterler dışında Naz-Perver, Firuze Şah-Huban, Şems-i Ruhsar, Sinan Paşa, Şehzade Mehmet, Melek Hatun, Canfeda kalfa, İsmihan, Gevherhan ve Şah Sultanlar gibi karakterler de vardır. Hikayenin ilk bölümü en kısa zamanda sizlerle olacaktır. umarım beğenirsiniz..)


 

 



Osmanlı Hareminin Bilinmeyen Yönleri

Osmanlı'da sultan 2.Murat'a kadar padişahlar ya kendi çevrelerindeki  kızlarla ya da savaştıkları devletlerdeki kralların kızlarıyla evlenmekteydiler. Yani o döneme kadar oluşturulmuş bir harem teşkilatı yoktu.



Harem İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından kuruldu.
Harem bir eğitim kurumuydu.
            
 FATİH HAREMİ NEDEN KURDU?
Fatih'in Harem'i kurmasının başlıca nedeni güvenliği sağlamak ve devlet sırlarının açığa çıkmasını engellemekti. Harem kurulmadan önce Osmanlı padişahları ya çevrelerindeki kızlarla ya da savaştıkları kralların kızlarıyla evleniyorlardı. Özellikle yabancı kralların kızları her ne kadar Müslüman olup islam dinini benimseseler de kendi dinlerini ve kültürlerini unutmayanlar da oluyordu.
Bu gibi nedenlerden dolayı da sık sık kendi ülkelerine açık veya gizli mektuplar gönderiyor, ülke güvenliğini tehlikeye sokuyorlardı.
Fatih Sultan Mehmet de bu gibi durumların devleti zor duruma düşürüp ilerde vahim sonuçlara yol açabileceğini düşündü.
Bu nedenle de harem denen kurum oluşturuldu ve burada yetiştirilen kızlardan en zeki ve güzel olanı daha sonra padişahın karısı olmaya hak kazandı.
 
HAREMİN BAŞINDA KİM VARDI?
Osmanlı'da herşeyin başı padişahtı. doğal olarak harem de padişahın sorumluluğundaydı. Ancak padişahın harem ile ilgili haklarını "kızlar ağası" ya da "harem ağası" denen hadım edilmiş erkekler kullanırdı. Haremin iç bölümlerinden ise "haznedar usta" adındaki bir kadın sorumluydu.
Harem ağası genelde hadım edilmiş bir Arap olurdu.




  (Bu yazının devamı ve haremin diğer yönleri, Osmanlı padişahları, Bizans imparator ve imparatoriçeleri, Çin ve Kore kral ve kraliçelerinin yaşamları... hepsi ve daha fazlası için takipte kalın.)

16 Haziran 2014 Pazartesi

Blog'um Hakkında Bir Tutam Bilgi..


 Merhaba Ben Tuğçe. Nereden esti bilmiyorum ama bir arkadaşımın da desteğiyle bu blogu açtım. 
Peki bu blogda ne mi paylaşacağım ?
Tarih bölümü öğrencisi olduğum için tarihe ve tarihi kişilikler acayip merakım var.
Burada da genelde onlar hakkında yazacağım. Özellikle tarihte geçen 
kadınlar , harem hayatı gibi konularda yazacağım.
Ama aklınıza ne gelirse blogumda bulabileceksiniz... 
Hikayeler , Gerçek Tarih ve daha fazlası için takipte kalın..