14 Şubat 2015 Cumartesi

Sarayda İki Venedikli ( 16. bölüm Nurbanu'nun gazabı.)



( Nurbanu geceki eğlencede yaşanan hiç bir şeyi untmamıştır. Ama en başta şehzade Ahmet'in sözleri onun kafasında yer etmiştir. -Şehzade Ahmet- Anneme karşı söylediğiniz sözlerinize dikkate etmezseniz bu konu beni gayette ilgilendirir. Hor gördünüz kişi bir sultan, ben de bir şehzadeyim. Hanedan kanı taşıyorum. Peki ya siz sultanım? Hanedandan biri misiniz? Tabiki hayır. Ne kadar yükselseniz de Osmanlı hanedanının bir kölesisiniz. Bu sözler aklından hiç gitmez. Bütün gece döner, düşünür ve en sonunda bir karara varır.)


Gazenfer- Sultanım, beni emretmişsiniz. 
Nurbanu- Evet Gazanfer. Sana çok mühim bir görev vereceğim.
Gazanfer- Emredin sultanım. Sizin yolunuza canım feda.
Nurbanu- Senin değil, başkasının canını istiyorum.
Gazanfer- Kimin?
Nurbanu- Şehzade Ahmet'in. Onun ölmesini istiyorum Gazanfer. Onun aldığı her nefes evlatlarım ve benim geleceğimiz için bir tehlikedir.
Gazanfer- Sultanım, şey...
Nurbanu- Ney Gazanfer, ney? Ne oldu korktun mu yoksa? Daha az önce yolunuza canım feda diyordun.
Gazanfer- Haşa sultanım, korkmak değil de... o bir şehzade netice de, bir hanedan mensubu. Nasıl öldüreceğiz? 
Nurbanu- Orası da senin maharetine kalmış. Nasıl yaparsın bilmem ama yapacaksın. Eğer yapamazsan Ahmet'in yerine senin...
Gazanfer- Anladım sultanım. Emrinizi yerine getireceğimden hiç kuşkunuz olmasın. Lakin merak ettiğim bir şey var. Neden diğer şehzadelerden biri değil de Ahmet? Sonuçta yaşayan her şehzade size bir tehlike oluşturuyor. 
Nurbanu- onlara da sıra gelecek elbet lakin önce Ahmet. Çünkü o içlerindeki en büyük şehzade ve tahta en yakın olanı.
Canfeda- Sultanım hepsinden önce sizin şehzadeniz Murat var büyük olan. Taht en başta onun hakkı. Bunu da herkes biliyor.
Nurbanu- Belli ki sen de Gazanfer de yaşlandıkça sadece gençliğinizi değil, aklınızı da kaybediyorsunuz Canfeda. Şehzademin en büyük şehzade olduğunu bilmeyecek kadar aptal değilim. Elbette biliyorum. Lakin bir zamanlar şehzade Mustafa da en büyük şehzadeydi ve tahtı en çok hakeden de oydu. Bunu sadece hanedan değil, tüm cihan biliyordu. Peki ya sonuç ne oldu? Ha Canfeda, ha Gazanfer ne oldu? Ben söyleyeyim.Selim'e taht, Mustafa'ya da yağlı urganla öz babasının çadırında boğulmak nasip oldu. Şehzade Beyazıt'a gelirsek, o da Selim'den küçük ama kimse hak Selim'in demedi. Herkes Bayezıt'ı istedi. Tek bir hata, ufacık bir hata yapsaydık Bayezıt tahta oturacak, bizi de lime lime edeceklerdi. Bütün bu yaşananları siz unutmuş olabilirsiniz, ben unutmadım. Şimdi anladınız mı neden Ahmet. Önce Ahmet sonra da teker teker diğer şehzadeler yok olacak. 
Gazanfer- Şehzadeyi ölmüş bilin sultanım. 
Nurbanu- Ala.

(Selimiye sultanın odası)


Şehzade Ahmet- Validem
Selimiye- Ahmet'im, benim yihit şehzadem hoş geldin.
Şehazde Ahmet- Yeni odamı gördünüz değil mi validem. Çok güzel olmuş. Artık benim de bir odam var. 
Selimiye- Olacak elbet aslanım. Baban senin isteklerini hiç geri çevirir mi?

(Şehzade Ahmet sevinçten deliye dönmüştür. Mutluluktan adeta kanat takıp uçacaktır. Başına geleceklernden habersiz yepyeni bir oda, yepyeni bir hayatın onu beklediğini düşünmektedir )

Selimiye- Allahım, sen evladımı her zaman böyle mutlu et. Bahtını açık ömrünü uzun et. Benden al ona ver yarabbim. Beni evlat acısıyla yakma. 

(Selimiye Allaha evladı için du ederken Nurbanu odasında intikam yeminleri etmektedir.)



Nurbanu- Az kaldı Selimiye, çok az kaldı. Yakında saltanatın bitecek şehzadenin acısıyla beraber sen de diri diri mezara gireceksin. Benim sevdiğim adamı elimden almanın bedelini ödeyeceksin. Yemin ederim ki seni ölmekten beter edeceğim. 


Bölüm Sonu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder